• Prof. Dr. Bora Gürer - Beyin ve Sinir Cerrahı

Glutatyon tedavisi anlamsızdır!

Glutatyon tedavisi, teoride antioksidan etkisiyle oksidatif stresi azaltarak hücreleri koruma potansiyeline sahip olmasına rağmen, pratikte birkaç nedenden dolayı etkisiz olabilir.

Hem damardan hem de ağızdan alınan glutatyon tedavileri tamamen bir ticari kandırmaca olup; hiçbir klinik izin ve etkinliği yoktur!

İşte bu glutatyon tedavisinin kandırmaca olmasının nedenleri:

  1. Hücrelere Giriş Güçlüğü ve Hızlı Atılım: Glutatyon, vücudumuzdaki hücrelerin içinde doğal olarak üretilen ve yenilenen bir antioksidandır. Bu önemli molekül, hücrelerimizin oksidatif strese karşı korunmasında ve toksinlerin temizlenmesinde hayati bir rol oynar. Hücre içinde, glutatyon sürekli olarak amino asitlerden – glutamin, glisin ve sisteinden – üretilir. Dışarıdan alınan glutatyonun ise hücre içine doğrudan geçişi yoktur. Vücuda dışarıdan verilen glutatyon, genellikle hücre zarını aşamaz ve hücre içine etkili bir şekilde nüfuz edemez. Verildikten hemen sonra vücut tarafından hızla parçalanır ve bileşen amino asitlerine ayrılır. Bu parçalanma süreci, glutatyonun dışarıdan alındığında hücre içindeki seviyelerini artırmada etkisiz kılar. Bu nedenle, hücre içi glutatyon seviyelerini artırmak isteyenler için, vücudun kendi glutatyon üretimini destekleyecek takviyeler – glutamin, glisin ve sistein gibi glutatyon öncülleri – daha etkili bir yaklaşım olabilir.
  1. Hızlı Parçalanma: Glutatyon, vücuda verildikten sonra çok hızlı bir şekilde amino asitlere parçalanır. Bu parçalanma işlemi sadece 10-15 dakika içinde gerçekleşir. Bu kadar hızlı parçalanan bir maddenin, damar içi yoluyla etkili bir antioksidan etki göstermesi mümkün değildir.
  1. Yüksek Doz Gerekliliği: Hücrelerin oksijen radikallerinden korunması için gereken glutatyon miktarı oldukça yüksektir. Bir yetişkinde bu miktar, sağlık açısından uygulanabilir olmaktan çok daha fazladır. Örneğin, 80 kg ağırlığındaki bir kişi için, gerekli glutatyon miktarı saatte yaklaşık 450 gram olabilir, bu da piyasada bulunan glutatyon dozlarının çok üstündedir.
  • Emilim ve Biyo-yararlanım Sorunları: Ağızdan glutatyon takviyelerinin bağırsaklar tarafından emilimi hemen hemen hiç yoktur. Bu nedenle ağızdan alınan glutatyon takviyeleri dolaşıma katılmaz ve etkisizdir.
  1. Alternatif Yöntemlere Yönelim: Bu sınırlamalar nedeniyle, araştırmacılar glutatyonun doğrudan verilmesi yerine, vücudun kendi glutatyon üretimini destekleyecek yöntemler (örneğin L-sistein gibi glutatyon öncülleri) üzerine odaklanmışlardır.

Bu nedenlerle, glutatyon tedavisi, etkili değildir ve alternatif yaklaşımlar ile glutatyonu dolaylı yoldan arttırmak gerekmektedir. Her zaman olduğu gibi, herhangi bir tedavi yöntemi veya takviye kullanmadan önce bir sağlık profesyoneline danışmak en iyisidir. Sağlık uzmanı, bireysel sağlık durumunuza ve ihtiyaçlarınıza göre en uygun önerilerde bulunacaktır.